1. Gerçek (Temel) Anlam
Gerçek anlam, bir kelimenin aklımıza ilk gelen anlamıdır.
Kelimelerin, sözlükte yer alan ilk anlamları da gerçek anlamlarıdır. Bu yüzden
gerçek anlama, sözlük anlamı da denir.
Örnek
» Uyanır uyanmaz perdeyi açıp pencereden dışa baktım.
“Perde” kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk olarak
“pencerelerin önüne takılıp ışığın girmesini engellemeye yarayan örtü” gelir.
Bu cümlede “perde” sözcüğü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldığından
gerçek anlam taşımaktadır.
» Minnoş, yemeğin kokusunu aldı.
(koku: Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdığı
duygu)
» Kör adama kimse yardım etmedi.
(kör: Görme engeli)
» Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi.
(boş: İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan)
2. Yan Anlam
Bir sözcüğün temel (gerçek) anlamından kopmadan kazandığı
yeni anlamlara yan anlam denir. Sözcük, gerçek anlamından farklıdır; ancak
gerçek anlamından tamamen kopmamıştır. Sözcüklerin yan anlam kazanmasında
“gerçek anlamıyla görev, şekil (görünüş) benzerliği veya yakıştırması”
etkilidir.
Örnek
» Zorlayınca kapının kolu kırıldı.
“Kol” kelimesinin gerçek anlamı en genel ifadeyle “insan
uzvu”dur. Gövdemizin iki kenarında bulunur ve hareket ettirebiliriz. “Kapı kolu”
da kapı gövdesinin iki kenarında bulunur ve hareket ettirilebilir. Dolayısıyla
“kapı kolu” şekil ve işlev olarak insan koluna benzediği için yan anlam
kazanmıştır.
» Bu kokuyu, annem de kullanır.
(koku: Güzel kokmak için kullanılan esans)
» Kör makasla kumaşı kesmeye çalışıyor.
(kör: Keskinliği yeterli olmayan)
» Bugün boşum, hiç işim yok. (boş: İşi olmayan, işsiz.)
3. Mecaz Anlam
Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek anlamından
tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda
kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır.
Örnek
» Konsere gidemeyince biletlerimiz yandı.
“Yanmak” fiilini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani
gerçek anlam) “ateş almak, tutuşmak”tır. Bu cümlede ise “biletlerimiz yandı” sözüyle
“biletlerin alev aldığı” anlatılmamaktadır. Burada “yanmak” fiili gerçek
anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve “geçerliliğini yitirmek”
anlamında kullanılmıştır.
» Ortalıkta savaş kokusu vardı.
(koku: Belirti, işaret)
» Olaylara karşı kör ve sağırdır.
(kör: Duyarlılığını yitirmiş)
» Boş sözlerle beni oyalamayın.
(boş: Bir işe yaramayan)
4. Terim Anlam
Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü
kavramları karşılığında kazandığı anlama terim anlam adı verilir.
Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler:
Örnek
Matematik: Doğal sayılar, kare, polinom…
Tiyatro: Sahne, perde, kostüm…
Müzik: Nota, akor, sol anahtarı…
Coğrafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya, boğaz…
Resim: Portre, palet, tuval…
Futbol: Taç, faul, gol
⇒ Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı cümleye
göre değişir.
Örnek
» Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (Gerçek anlam)
» Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından
biridir. (Mecaz anlam)
» Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz. (Terim
anlam)
» Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam)
» İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam)
» Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam)
» İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)
⇒ Bir sözcük, birden fazla alanda terim oluşturabilir.
Örnek
» Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi)
» Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi)
Örnek Soru
Aşağıdaki cümlelerde yüzmek, ayak ve ağız sözcüklerinin
hangi anlamda kullanıldıklarını yanlarındaki parantezlerin içine yazınız.
1. Toz içinde yüzen kitaplara
yazık oluyordu. (Yan anlam)
2. Buradaki küçük gölde
çocuklar her sabah yüzerdi. (Gerçek anlam)
3. Uzun zamandan beri
borç içinde yüzüyordu. (Mecaz anlam)
4. Bırak bu ayakları.
(Mecaz anlam)
5. Ayağım ağrıyor. (Gerçek
anlam)
6. Masanın ayağı kırılmış.
(Yan anlam)
7. Ayağı olmayan göllerde
tuz oranı yüksek olur. (Terim anlam)
8. Çocuğun ağzında bir
şey vardı. (Gerçek anlam)
9. Rumeli ağzıyla konuşuyor. (Terim
anlam)
10. Torbanın ağzı kapalı
değildi. (Yan anlam)
11. O, kimseye ağız açtırmadı. (Mecaz
anlam)