2 Mayıs 2013 Perşembe

atasözleri ve anlamları


ATASÖZLERİ VE AÇIKLAMALARI
 (Atasözleri önemli bir konudur,akılda kalıcı olması için karikatürleri kullandım)

 ATEŞLE BARUT YAN YANA DURMAZ.

İkisinin bir arada bulunması tehlikeli olan şeyler birbirinden uzaklaştırılmalıdır. Birbirlerine uzak tutulması gereken durumlarda kullanılan bir atasözüdür.

 

 
                                       KELİN İLACI OLSA KENDİ BAŞINA ÇALAR.

Yardıma muhtaç olan kişi, ihtiyaç duyduğu şey konusunda kendi dururken başkasına yardım edemez. Kendi derdine çare bulamamış, kendi işini halledememiş ki, başkasına nasıl yardım etsin?

 

 DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR.

Özellikle çıkarlarını düşünen insanların çoğaldığı, fedakârlığın azaldığı yerlerde yalan dolan, hile, ahlâksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar. Böyle bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi eleştiren kişiyi kimse sevmez. Herkes onu kınar, yanından ve yöresinden uzaklaştırmaya çalışır. Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlâksızlık üzerine bina edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder. Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri yüzlerine çarpılan insanlar tarafından hor görülüp kovulurlar.

  

İKİ KARPUZ BİR KOLTUĞA SIĞMAZ.

Kimisi, önemi büyük birkaç işi bir arada yapmaya kalkışır. Bu ise çok zor ve sakıncalıdır. Çünkü gücü ve dikkati dağıtır. Buna aldırmayanlar çoklukla yapmaya kalkıştıkları işleri sekteye uğratırlar.

 


 ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ.

 

Tembel kimse çalışmamak için değişik bahaneler üretir, herşeye üşenir. Böyle kimselerin ne kendisine ne de topluma yararı vardır. Tembel insanlar çalışarak kazanmak ve başarmanın anlamını bilmezler, her şeyi hazır beklerler. Emek sarfetmeden yarar elde etmeye çalışırlar.

 


AĞACA ÇIKAN KEÇİNİN, DALA BAKAN OĞLAĞI OLUR.

Çocuklar, ana babalarından ne görürlerse ona özenirler. Ana baba, çocukların dünyaya gelmesini sağlayan, onlara bakıp, büyütüp, yetiştirmekle yükümlü kişilerdir. Çocuklara ilk eğitimi veren, terbiye eden, ana babadır. Soydan gelen özellikler ana baba yoluyla çocuklara geçer. Babalar toplumun etkilerine karşı aileyi korur; anne ise duygusal yanıyla çocuklarının sevgi kaynağıdır. Ana baba hakkı hiçbir zaman ödenmez.

 
                   ACELE GİDEN, ECELE GİDER.(bu atasözüne karikatür kullanmadım)

Açıklaması: Acelecilik kişiyi ölüme götürür.Acelecilik, hızlı hareket, sabırsızlık ve telâş göstermedir. Telâşa kapılan insan aklını ve zamanını doğru kullanamaz. Hata yapma ihtimali fazladır. Ağır ve emin gitmek insanı yolda yormaz; dikkatli gidildiği için de hedefe sağlıklı bir şekilde ulaşılır. Bazı işleri halletmek bir oluşum süreci gerektirir. Bunu tamamlamadan aceleci davranıp sonuca varmak istersek hata yaparız.

 


 
                                 AĞAÇ MEYVESİ OLUNCA BAŞINI AŞAĞIYA SALAR

Bilgi ve beceri sahibi, erdemli kişi kimseye yüksekten bakmaz.Alçak gönüllülük, kendini üstün görmeyen bir tavır ve davranış içinde bulunmadır. Alçak gönüllülük bir erdemdir, olgun kimselerin gösterebileceği bir davranıştır. Hayat tecrübesi kazanan, kendini eğitip bilgi sahibi olan insan ancak boynunu eğebilir. O kişi hayatın gerçek değerini farkettiği için alçak gönüllü olabilmiştir. Bu hal onu gerçek büyüklüğe, yüceliğe götürür

 

            
                                             ADI ÇIKMIŞ DOKUZA, İNMEZ SEKİZE.

İnsan, çevresinde kötü davranışlarıyla tanınmışsa, yaptığı iyi ve doğru davranışlar onun itibarını daha iyi duruma getirmez. Ün, herkesçe bilinme, tanınma durumudur. Yeryüzünde her insanın bir adı vardır. Bazılarının ise isimlerinin yanında taşıdıkları bir sıfat mevcuttur. Bu sıfat iyi veya kötü olabilir. Bu sıfat onunla yaşar, onunla ölür. Bazen bu sıfat öldükten sonra hikâyelere konu olur. O kişinin yaptığı işler ün saldığı isimle anılır. Bu yüzden iyi bir isim bırakmak önemlidir.

 

                                      BAKARSAN BAĞ OLUR, BAKMAZSAN DAĞ OLUR.

İster bağ, ister iş yeri, isterse bir eşya olsun, ona gerekli bakımı gösterirsek beklediğimiz faydaya kavuşuruz. Bir bağa bakmaz, onu çapalamaz, budamasını yapmaz, yabancı otlardan temizlemez ve gübrelemezsek bir zaman sonra onu dağa, verimsiz bir yere dönmüş görebiliriz. Bakımı olmayan bir iş yeri, bir eşya için de durum bundan farklı değildir.
Bakımdan uzak tutulmuş bir iş yerinde düzen gözetilmezse aksaklıklar giderek büyür, önü alınamaz olur, sonunda iş yeri iflasın eşiğine gelebilir. Bir eşyanın bozuk, kırık, eksik bir yanı yerinde ve zamanında giderilmezse, o eşya bir süre sonra kullanılamayacak hâle gelir. Unutulmamalıdır ki, bakılan ve onarılan şeyler ancak yararlanılacak şeyler olarak ortada kalır.

                                                                    Murat TÜRKAN-2013

                                                       (yorum yazarsanız memnun olurum)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder